Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Şentürk, sigorta sektörü ve gelişimi üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Şentürk, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
"Herkesin malumu olduğu üzere Türkiye’de sigortacılık denince akla zorunlu trafik sigortası gelir, ki toplam prim üretimindeki yüzde 26’lık pay ile de branşlar sıralamasında en üst sıradadır. 2024 yılı sonu itibariyle onu yüzde 16 ile sağlık, yüzde 15 ile yangın ve yüzde 14 ile kasko branşları takip ediyor. Hayat branşı tüm bunlardan sonra yüzde 12’lik pay ile prim sıralamasında beşinci sırada.
Ama aynı tabloya sigortalı sayıları açısından bakıldığında tablo biraz değişiyor. Evet, zorunlu trafik sigortasının tahtı kolay kolay sarsılamaz; trafiğe kayıtlı yaklaşık 30 milyon aracın 25 milyonu trafik sigortası poliçesine sahip. Ama asıl ilginç rakam hayat sigortasında; bugün Türkiye’de 36 milyon hayat sigortası poliçesinin sahibi 22 milyon hayat sigortalısı mevcut. Ki hayat sigortası alabilir nüfus 18-75 yaş arası olduğundan (yaklaşık 58 milyon) yüzde 30-35’ler seviyesinde bir penetrasyondan bahsediyoruz. Hiç de azımsanmayacak bir oran. Yürürlükteki kasko poliçe sayısının 8 milyon, sağlık poliçe sayısının 7 milyon, yangın poliçe sayısının 6 milyon olduğu düşünüldüğünde hayat sigortalı sayısının büyüklüğü daha da bir anlam kazanıyor.
Türkiye’de 22 milyon vatandaşımızın hayat sigortası mevcut derken aslında bir yandan da hayat sigortasının hemen hemen her haneden içeri girmiş olduğunu söylemiş oluyoruz. Bu başarıda en büyük pay 19 milyonluk kredi bağlantılı hayat sigortalısı sayısı ile şüphesiz kredi bağlantılı hayat sigortacılığına ait; kredi bağlantılı ürünler hayat sigortasının Türkiye’de geniş kitlelerle tanışmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Ama bu tanışıklığı daha ileriye götürmek, hayat sigortasının özellikle deprem riski altındaki ülkemizde bir finansal koruma aracı olarak görünür kılınmasını sağlamak en başta biz sigortacıların ama bizlerle sınırlı kalmamak üzere tüm ilgili karar alıcıların önceliği olmalıdır."