İş dünyasına özellikle önlem alan işyeri ile almayan işyerinin priminin aynı olamayacağı noktasını anlatmakta sıkıntı yaşadıklarını anlatan Axa Türkiye CEO'su Yavuz Ölken, "Aynı iş kolunda herkes aynı fiyat çarpanını alacak diye bir kural yok. Yangın önlemine, sigorta bilincine, işletmenin iş sürekliliği planına göre A tekstil firması binde 1 fiyat alırken B tekstil firması binde 0,80 fiyat alabilir. Birisi önlemlere çok yatırım yapmış değeri yapmamış. İkisinin arasında bir risk primi farkı olması gerekiyor. Bunları bu yıl iş dünyasına anlattık. Sigorta yaptırmayı maliyet gören işletmelerin bir kısmı maalesef büyük yangınlarla karşılaştılar. Bu yıl çok oldu. Geçen hafta Kayseri'de bir fabrika yandı. Sorduk sigortasızmış. Binde 4'lük sigorta primini ödememek için işyerlerinden oluyorlar. Bu riski almaya değmez. Ancak sigortanın bir gider olarak görmeyenlerin sayısı giderek artıyor" diye konuştu.
Kasko sigortasına değinen Ölken, 2024'te hasar maliyetlerinin arttığını, başlangıçta kaza frekansında bir düşüşün de görüldüğünü kaydederek şunları söyledi:
"Diğer yandan mali gelirler de yüksek olunca sigorta sektörü pazar payı endişesiyle maliyetin altında fiyatlamaya gitti. Erken rekabet oluştu. Ancak frekans daha sonra düşmedi. Hasar maliyeti de aşağı inmedi. Finansal gelirleri teknik fiyatlamanın içine soktuk fakat bu da sürdürülebilir değil."
SAĞLIK SİGORTA PRİMİNDE NORMALLEŞME
Ölken, sağlık sigortasında ise geçen yıl olduğu gibi sağlık enflasyonu kaynaklı fiyat artışını bu yıl beklemediğini söyledi.
Ölken,trafik sigortasında maliyet yaratan unsurların kontrol altına alınması ile tarifelerin normalleşeceğini kaydederek maliyeti artıran unsurları ise değer kaybı, badeni ve ölümlü kazaların standardının olmaması, tahkim ve hukuk sisteminin bugünkü hasar maliyetini yönetecek şekilde güncellenmemesi ile iyi ve kötü sürücünün ayrışmaması olarak sıraladı.
BELİRSİZLİKLER AZALIYOR
Temel ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Ölken, 2023'ün başında meydana gelen büyük Maraş depremlerindeki harcamalarla birlikte yükselen enflasyonun ardından uygulanan mücadele programının kısmen başarılı olduğunu belirtti. Ölken, "Diğer yandan Türk Lirası'nı cazip kılmak için faiz artırıldı. Merkez Bankası rezervlerinin artması ile de Türk Lirası diğer kurlara göre değer kazandı. Olumlu bir gelişim var ancak beklenen değil. Yılsonu enflasyonun yüzde 44'ün üstünde olacağı anlaşılıyor, 65'den 44'e düşüş tabii ki iyi ama hedef 35'ti. Politikaların devam etmesi reel sektörün finansmana erişiminin kolaylaşması gerekiyor. Önemli bir gelişme olmaz ise 2025'de enflasyonun yüzde 25-30 olacağı tahmin ediliyor. Beklenmeyen etkilerle çok zorlanan ekonomimiz 1-2 yılda düze çıkacak diye beklemememiz lazım. Hedefe ulaşmak için 2026 ve 2027'de yola devam edilecek. Bir yabancı şirketin CEO'su olarak bizim şirketimiz Axa açısından gelecek yıl için belirsizliklerin azaldığını söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Sigortacılar olarak bu dönemde maliyeti oluşturan unsurlara odaklanılması gerektiğini ifade eden Ölken, "Maddi hasarları iyi kontrol edebiliriz, servis ve yedek parça tedarikçileri ile uzun vadeli anlaşmalar yapıp genel giderlerimi azaltabilirim. Ancak asgari ücreti yönetemem. Önümüzdeki dönem verimlilik baş aktör olacak" dedi.
REASÜRANS MALİYETLERİ YÜZDE 25 ARTTI
2025'te Türkiye'deki şirketler açısından başta çevremizdeki savaşlar olmak üzere jeopolitik risklere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Ölken, şunları ifade etti:
"Dış şoklara karşı oluşabilecek riskleri yönetecek bir marj yaratmamız lazım. Finansal riskler açısından yapabileceğimiz şey güçlü sermayedir. Bu anlamda Axa Türkiye pozitif ayrışıyor. 2023 sonunda 100 milyon Euro'nun üzerinde bir sermaye artışı gerçekleştirdik. Bunlar bize gelecekteki riskleri absorbe edebilmek için güç verir. Diğer yandan doğal afetler var. 2024'te olmadı diye 2025'te olmayacak diyemeyiz. Aksine doğal afetlerin çeşitleri artıyor. Aniden karşınıza kuraklık çıkabiliyor. Burada da dengeli bir reasürans önem kazanıyor. Sigorta şirketinin üzerinde tutma kapasitesini artırırsak reasürans bağımlılığını da yavaş yavaş azaltır. Sermayelerimizi, özkaynaklarımızı güçlü kılıp, verimli ve sade olmamız, reasürans bağımlılığımızı biraz daha azaltıp çok büyük olaylara karşı daha çok koruma almamız gerekiyor."
Dünyada küresel risklerin artması nedeniyle sigorta maliyetlerinin yükseldiğini ifade eden Ölken bunun sonucunda reasürans maliyetlerinin arttığını ve tüketiciye yansıyan yüzde 20-25'lik bir prim artışı gerçekleştiğini dile getiren Ölken, "2025'de reasürans kaynaklı yüzde 5 ile 10 arasında bir bir artış öngörüyoruz" şeklinde konuştu.
DÜNYADA PARAMETRİK SİGORTA KONUŞULUYOR
Dünyada konvansiyonel sigortaların devam ettiğini ve edeceğini dile getiren Ölken yeni risklerin başında ise siber risklerin geldiğini ifade ederek, birey ve şirketlerin doğal afetler sonucu oluşan finansal zararları karşılayacak parametrik sigorta ürününün dünyada çok konuşulmaya başlandığı bu sigorta türünün kuraklık, yoğun yağış, fırtınaya bağlı olabileceğini kaydetti. Ölken, rüzgar enerjisi şirketinin rüzgarın az esmesi sonucu oluşabilecek gelir kaybı sigortasını örnek olarak gösterdi. Bu sigorta türünü 2025'te kendilerinin hayata geçireceklerini söyleyen Ölken diğer yandan tarım ve çiftçilerin risklerinin korunmasının da çok önemli olduğunu anlattı.