SEKTÖR

Ruhsat sürecine risk notunu eklemek bazı şeyleri önlememizi sağlayabilir mi?

Bolu’daki elim yangının ardından gözler soruşturma sürecine çevrilirken, sigorta sektörünün önemi bir kez daha gündeme taşındı. Sektör temsilcileri, işletmelerin ruhsatlandırma sürecinde, sigorta şirketlerinin hazırladığı raporların da masaya konarak, ‘risk notu’nun belirlenebileceğini söyledi.

Geçen hafta Bolu Kartal­kaya’daki yaşanan yan­gının ardından soruştur­ma devam ediyor. Yangın sonra­sı sigorta sektöründen önemli bir öneri geldi. DÜNYA Gazete­si'nin görüşme sağladığı sektör temsilcileri, bundan sonra bu tür kazaların yaşanmaması için si­gorta sektörünün de denetleme mekanizması içine dâhil edile­rek, risklerin ortaya konmasına katkı sağlayabileceği yönünde ortak görüş bildirdi.

Böylece ‘risk notu’ olarak tanımlanabilecek verinin farklı ekspertiz raporla­rıyla daha detaylı bir şekilde or­taya konabileceği belirtilirken, ilgili kurumların bu not ışığında kendi denetleme ve kontrol me­kanizmalarının etkinliğini artı­rabileceğine işaret edildi.

Türkiye Sigorta Birliği Başka­nı Uğur Gülen, “Sigorta sektö­rünün rolü, sadece zararın taz­miniyle sınırlı kalmayıp, yan­gınların önlenmesi ve risklerin azaltılması konusunda da önem­li katkılar sunmaktadır” derken, şunları söyledi: “Sigorta şirket­lerince her risk kendi özellikle­ri ve koşullarında değerlendiril­mekte, tüm riskler için gerek­li hallerde detaylı risk analizleri yapılmaktadır.

Bazı durumlarda gerçekleştirilen risk analizleri paralelinde işletmelerde tespit edilen eksikliklerin tamamlan­ması ve fiziki koşulların iyileş­tirilmesi istenebilmektedir. Bu kapsamda yapılan risk analizi ve sigorta şirketin portföy yapısı ve reasürans koşulları kapsamın­da sigorta teminatı sunma ya da sigortalamama yönünde karar verebilmekte, bununla beraber muafiyet veya limitler de uygula­nabilmektedir.”

Gülen, sigorta sektörünün yal­nızca yangın hasarlarını tazmin etmekle kalmadığını, aynı za­manda yangın risklerinin azaltıl­masında da önemli bir role sahip olduğuna dikkat çekerek, sigorta şirketlerinin bu alandaki katkı­larının, çeşitli stratejiler ve uy­gulamalarla hem bireysel hem de kurumsal düzeyde risklerin en aza indirilmesini hedeflediğini kaydetti. Gülen, “Yangın güven­liği standartlarının etkin bir şe­kilde uygulanabilmesi için ilgili yasal düzenlemelerin güçlendi­rilmesi ve uyumun zorunlu ha­le getirilmesi büyük önem taşır.

Mevzuatta yer alan yangın önle­me tedbirlerinin net ve somut bir şekilde tanımlanması gereklidir. Bunun yanı sıra, bu standartla­rın uygulanmasını denetleye­cek mekanizmaların etkinleşti­rilmesi ve sürekliliğinin sağlan­ması şarttır. Özellikle, ihlallerin caydırıcı olması amacıyla ce­zai yaptırımların artırılması ve düzenli denetimlerin yapılma­sı hayati önem taşır. Ayrıca, bu düzenlemelerin tüm paydaşlar tarafından benimsenmesi için, yasal çerçeve hem işletmelere hem de bireylere yönelik rehber­lik edici bir yapıya sahip olmalı­dır” dedi.

“Riski ortaya koyan şirketler şikâyet ediliyor”

Sigorta şirketleri ile kamu ku­rumlarının yangın risklerini azaltma konusunda birlikte ça­lışması, sürdürülebilir bir risk yönetimi sistemi oluşturmak için kritik önem taşıyor. Gülen de bu noktanın altını çizerek, “Si­gorta sektörünün sağladığı risk analizi ve denetim yetkinliği, ka­mu kurumlarının denetim ve dü­zenleme kapasiteleriyle birleş­tirildiğinde çok daha etkili so­nuçlar elde edilebilir. Ülkemizde sigorta sektörü, risk yönetimi konusunda yeterli önlemleri al­mayan işletmelere poliçe düzen­lemekte genellikle çekimser dav­ranmaktadır. Ancak bu durum, işletmeler tarafından şikâyet ko­nusu olmakta ve düzenleyici oto­ritelerce sigorta sektörüne yö­nelik eleştirilere yol açmaktadır. Oysa sigorta sisteminin temel amacı, yalnızca teminat sunmak değil, aynı zamanda riskin ger­çekleşme olasılığını minimize etmektir” diye konuştu.

Ruhsata poliçe şartı gelmeli

Bu kapsamda, sigorta sektörü­nün poliçe düzenlemeyi reddet­tiği hallerde sigorta sektörünü eleştirmek yerine, bu işletmele­rin yangın güvenliği standartları­na uygun hale getirilmesi için ge­rekli adımlar atılması gerektiğini kaydeden Gülen, şunları söyledi; “Sigorta poliçesi olmayan işlet­melerin faaliyet göstermesine/ ruhsat almasına veya faaliyetle­rine devam etmesine yalnızca ge­rekli önlemlerin tam anlamıyla alındığı tespit edildikten sonra izin verilmelidir. Bu süreçte, ka­mu ve özel sektörün ortaklaşa ça­lışarak işletmeleri bilinçlendir­mesi ve gerekli standartları kar­şılamalarını teşvik etmesi büyük önem taşımaktadır.”

Gülen, sigorta şirketlerinin risk haritalarının oluşturulma­sındaki etkinliğinden söz ede­rek, “Yangın risklerinin daha et­kin bir şekilde yönetilebilmesi için kamu ve özel sektör arasın­daki iş birliğinin güçlendirilme­si zorunludur. Kamu kurumla­rının düzenleyici ve denetleyici rolü ile sigorta şirketlerinin risk yönetimi konusundaki uzman­lığının birleştirilmesi, yangınla­rın önlenmesinde daha sürdürü­lebilir ve kapsamlı bir yaklaşımı mümkün kılar. Bununla birlik­te, toplumsal farkındalık oluş­turulması ve bireylerin yangın güvenliği standartlarına uyum göstermesi, bu sürecin başarıya ulaşmasında kilit faktörlerdir” ifadelerini kullandı.

“Sigorta yapmış olmak için yapmanın sonuçları”

Konuyla ilgili görüşünü pay­laşan Fiba Sigorta Genel Müdü­rü Erol Öztürkoğlu ise şunları söyledi: “Biz bir binayı sigorta­lamaya kalktığımızda riski artı­ran faktörleri ya da riski azaltan faktörlere bakıyoruz. Söz konusu otelin sigortası var ama sigorta­lama konularında da eleştiriler getirilmiş bir otel. Sigortacılar olarak biz bir riski sigortalarken burada çeşitli şeyler söylüyoruz.

Diyoruz ki ‘bunları yapman gere­kiyor, yapmazsan prim yükselir ya da reasürans kapasitesi bula­mazsın’. Dünyada zaten iyi risk ile kötü riskin çok daha ayrıştığı noktalara geliyoruz. Sadece bir primi almak, sigorta yapmış ol­mak için yapmak ya da risklere razı olarak yapmak sonuçları bu noktaya getiriyor. Devletin ilgi­li kurumlarında denetim meka­nizmalarının daha etkin kulla­nılması ve sigortanın da otokont­rolünün arttırılmasıyla bu tür olayların önüne geçilebilir. Oto­kontrol mekanizmasından kas­tım şu; o işletmenin sigortasının yapılmaması ya da sigorta eks­pertiz raporlarındaki sonuçla­rın kamu tarafından değerlendi­rilerek yaptırım uygulanmasıyla risklerin önlenmesi.